Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Türkiye güçlü ve sağlam bir demokrasi geleneğine sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyarak huzurlu bir seçimi geride bırakmıştır. Ülke gündemi seçim olsa da Malatya’nın en önemli gündemi deprem olmalı. Gün geçtikçe toparlanma gözlense de deprem öncesi seviye için daha kapsayıcı destekler gerekiyor” dedi.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Bloomberg HT’de İş Dünyası Programının konuğu oldu, Çağlar Kuzlukluoğlu’nun sorularını cevapladı.
“ORTAK AKIL VE İSTİŞARE İLE CİDDİ ADIMLAR ATILMASINI TEMENNİ EDİYORUZ”
14 Mayıs seçimlerini değerlendiren Başkan Sadıkoğlu, “Ülkemiz için önemli bir seçim sürecini geride bıraktık. Milletimiz oylarıyla milletvekillerini seçerken, 13. Cumhurbaşkanının ikinci turda belli olması yönünde karar verdi. Türkiye güçlü ve sağlam bir demokrasi geleneğine sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyarak huzurlu bir seçimi geride bırakmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun da aynı olgunluk ve suhuletle tamamlanarak milli iradenin tecelli edeceğine inanıyorum. Bu vesile ile seçilen yeni milletvekillerini tebrik ediyorum. 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi ardından başta ekonomi olmak üzere ülkemizin temel meseleleri üzerinde ortak akıl ve istişare ile yenilikçi çözümler üretilmesini ve ciddi adımlar atılmasını temenni ediyoruz. Malatya olarak öncelikli gündemimiz depremde büyük yıkım yaşayan şehrimizin yeniden imarı ve ekonomik kayıplarımızın giderilmesidir. Yeni hükümetten bölgemize her alanda öncelik tanınmasını ve kayıpların telafisi için maksimum seviyede desteklemesini bekliyoruz” dedi.
“DEPREM ÖNCESİ SEVİYE İÇİN DAHA KAPSAYICI DESTEKLER GEREKİYOR”
Ulusal gündem seçim olsa da Malatya’da en önemli gündemin deprem olduğunun altını çizen Başkan Sadıkoğlu, “Maalesef seçim gündemi ülkemizin en önemli gündemi olması gereken deprem felaketini gölgede bıraktı. Şehrimizde neredeyse her 3 binadan biri ağır hasarlı veya yıkılmış durumda. Şehrimizde çarşı diye tabir ettiğimiz tüm alanları kaybetmiş durumdayız. Yıkılan ve ağır hasarlı iş yeri sayısı yaklaşık 20 bin. Dolayısıyla hizmet sektörü ve esnafımız ciddi yara aldı. Hal böyle olunca deprem sonrasında ciddi bir göç ve buna bağlı olarak iş gücü kaybı yaşadık. Üretim alanlarında bu durum derinden hissediliyor. Üretim sahasında gün geçtikçe toparlanma gözlense de deprem öncesi seviye için daha kapsayıcı destekler gerekiyor” diye konuştu.
“MASA BAŞINDA ALINAN KARARLAR DEPREM BÖLGESİNDEKİ SORUNLARI ÇÖZMEYE YETERLİ OLMUYOR”
Kapsayıcı ve toparlayıcı adımlar beklediklerini vurgulayan Başkan Sadıkoğlu, şunları söyledi; “İvedilikle iş gücü ve maliyetlere yönelik destekler öncelenmeli. Özellikle OSB’lerimizde ortalama veya ilave işçi sınırı olmadan sigorta ve vergi destekleri beklemekteyiz. Deprem bölgelerindeki çalışanlarımıza brüt ücret verilmesi, şehirden göçen nitelikli iş gücünün yeniden kazanılabilmesi için faydalı olacaktır. Depremin ardından şehrimiz tüm ilçeleriyle Cazibe Merkezleri Programı kapsamında alındı, ancak mevcut şartlarda yatırım teşviklerinden daha çok yatırım ortamının oluşması adına imar, kentsel dönüşüm, vergi, sosyal güvenlik gibi konularda desteklerin sağlanması gerekiyor. Bunun için de deprem bölgelerine yönelik en az 5 yıllık özel bir teşvik programı düzenlenmesi isabetli olacaktır. Firmalarımız finansmana erişim konusunda sorun yaşamakta. Üyelerimizin faizsiz kredi beklentisi var. KOSGEB tarafından 1 milyon TL’ye kadar faizsiz kredi desteği açıklandı ancak daha çok üreticiye yönelik olan bu desteği yeterli görmüyoruz. Bu nedenle hizmet sektörüne ait tüm NACE kodları, perakende sektörünün tüm alt dalları ile özel öğretim kurumlarının kapsam içine alınması gerekiyor. Vergi indirimi ve muafiyeti, finansmana erişim, KGF işlemlerinde kolaylık sağlanması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi gibi destekler sadece belirli sektörlere değil, deprem bölgesindeki tüm üreticilerimize ve esnafımızı kapsayacak şekilde hayata geçirilmeli. Reel hasarı yok sayan, masa başında alınan kararlar deprem bölgesindeki sorunları çözmeye yeterli olmayacaktır. Özel teşviklerle bu şehri ayağa kaldırmazsak gidenleri geri getirme, kalanları da koruma gibi bir şansımız yok”