Banner

'KAYISININ İHRACAT DEĞERİNİ ARTIRMAMIZ LAZIM'


'KAYISININ İHRACAT DEĞERİNİ ARTIRMAMIZ LAZIM'

Malatya İl Ticaret Müdürlüğü'nün düzenlendiği organizasyon kapsamında, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını yapan Malatya Ticaret İl Müdürü Ahmet Demirbağ, "Ülkemizde üretilen yaş kayısıda yüzde 60'ına, kuru kayısıda da yüzde 80 ile 90'ına yakın üretimine sahip olan ilimiz, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en iyi kayısı üretim merkezi konumundadır" dedi.

 

"ÜRETİCİNİN ALIN TERİNİN UCUZ FİYATLARA PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE GÖNLÜM RAZI DEĞİL"

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ise, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin göreve gelir gelmez kayısı ile ilgili konunun Malatya için önemli olduğunu ifade ettiğini ve bu konuda istişarelerde bulunduklarını belirtti.

Erkoç, hem Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı hem de kayısı üreticisi olarak kayısının sıkıntılarını yakından bildiğini kaydederek, "Satışta fazla bir sıkıntımızın olmadığını bütün arkadaşlarımız bilir. Ama fiyatı dengelemede, arz ve talebi dengelemede ciddi sıkıntılarımız var. Bu noktada adımların atılması gerekiyor. Dünyaca ünlü bir kayısının bu fiyat noktasında bu kadar aşağılarda olmaması gerekir. Üreticinin alın terinin, emeğinin, göz nurunun çok ucuz fiyatlara çekilmesini de bir Malatyalı ve üretici olarak gönlüm razı değil" ifadelerini kullandı.

 

 "O SÖZÜ HİÇ UNUTMAM"

Malatya olarak sorunu çözmek noktasında olduklarını dile getiren Erkoç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ü ziyarete gittiğimizde böyle kısa bilgiler verdim. Fiyat istikrarı noktasında dert yandık. Döndü, 'Başkan hem yüzde 80 dünya kuru kayısı ihtiyacını karşıladığınızı ifade edeceksiniz hem de fiyat istikrarını siz belirlemeyeceksiniz. Bu suçu il olarak kendinizde arayın' dedi. Bu sözü hiç unutmam. İnşallah bu süreçte, önümüzdeki süreçte bir kaç toplantı yapılacak. Burada özellikle üreticilerden başlayarak sıkıntıları giderme noktasında bizler açık ve net ifade ediyorum; her konuda sizlerin yanındayız. Yeter ki Malatya kayısı üreticilerimizin sıkıntıları giderilmiş olsun. Kayısı, fiyat noktasında hak ettiği yere gelsin."

 

 "MALATYA DENİLDİĞİNDE AKLA KAYISI GELİYOR"

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürü Arif Sami Seymenoğlu ise, bir memleketin gelişmesinde ticaret erbaplarının büyük etkisinin olduğunu kaydederek, "Bir memleketin ayağa kalkmasındaki birinci unsur ticarettir" dedi.

 Seymenoğlu, Malatya'nın kayısı konusunda çok bilinen hatta 'kayısı denildiğinde' akla ilk gelen il olduğunu ifade ederek, "Bunu da hak ediyor. Nasıl ki 'çay denilince' akla Rize, 'fındık denilince' akla Ordu ve Giresun geliyorsa, 'Malatya denilince de' aklımıza hep kayısı geliyor. Bu nedenle bu toplantıyı bakanlık olarak kooperatifçilik konusunda bir çalışma yapmak üzere burada bulunuyoruz" diye konuştu.

 

 "SORUN ÜRETTİĞİMİZ ÜRÜNDE DEĞİL, KATMA DEĞER KATAMIYORUZ"

  Sorunun üretilen üründe olmadığını, ürüne katma değer katılamadığını kaydeden Seymenoğlu, şunları söyledi: "Tarımsal ihracat içindeki pay ama alınan rakamlara göre 344 milyon dolar civarında bir ihracat. Bu rakam bizim için yeterli midir? Bu kadar önemli bir üründe, bu kadar dünyada sesimizin çıktığı bir üründe bu rakam önemli midir? Bence çok küçük kalıyor. Danimarka'ya bir çalışma gezisine gitmiştim. Kopenhag kentinin çevresinde çiftlikleri gezdik. Hayvan çiftliklerinin hepsinin kenarında küçük kafes sistemi vardı. Ne olduğunu sordum. Mink adından bir kürk hayvanı beslediklerini söylediler. Danimarka, 2,5 milyar dolar gelir elde ediyor. Sadece küçücük bir hayvandan 2,5 milyar dolar gelir sağlanıyor. Burada ise 344 milyon dolar. Tüm Karadeniz Rize'den Kocaeli'ne kadar fındık üretiyor, ihracat 2-2,5 milyar dolar. Bunu tüm Karadeniz üretiyor. Danimarka'da çiftlikler bunu üretiyor. O zaman bizim üründe değil sorun, biz buna bir katma değer katamıyoruz. Demek ki sorun, ürettiğimiz ürüne katma değer katamadığımız için bunu alıyoruz, kurutuyoruz ya da yaş olarak ihraç ediyoruz. Bundan gelir elde ediyoruz. Geçmişten atamızdan, dedemizden gelen özellikleri halen devam ettiriyoruz. Buna bir katma değer katma adına bir çalışma yapmıyoruz. O zaman kayısı sektöründe de sanayici ve ticaret erbaplarımıza demek ki bunun Avrupa'nın, Amerika'nın diğer uzak doğu ülkelerinin buna daha çok itibar göstermesi, daha çok para verebilmesi için bunu bu halinden farklı yöntemlerle de geliştirip, pazar payını daha da artırmamız lazım. İhracat değerini artırmamız lazım."

 

 "YAPI KOOPERATİFLERİ KÖTÜ BİR İMAJ BIRAKTI"

Seymenoğlu, dünyadaki kooperatifçilik sektörü hakkında bilgiler vererek, "Dünyadaki kooperatiflerin şuanda toplam ciroları 2,5 trilyon dolara erişmiş durumda. Bunun yüzde 50'si sigorta kooperatifleri. İnsanlar sigorta risklerini kooperatif çatısı altında birbirlerine kefalet ederek, birbirlerinin riskini karşılayarak, sigortacılık sistemi bu kooperatif çatısı altında yapılıyor. Benim ülkemde kaç sigorta kooperatifi var? İki tane faaliyette var. Almanya'da bin 100 civarında enerji kooperatifi var" dedi.

Yapı kooperatiflerinden çok kişinin mağdur olduğunu dile getiren Seymenoğlu, "Bu kooperatifçiliğe o kadar kötü bir imaj kattı ki hepimizin aklına kooperatif denildiğinde yapı kooperatifi gelmeye başladı. Bir dönem tarımsal satış kooperatifleri ülkemizdeki tüm tarımsal ürünlerin alımını gerçekleştiriyordu. Buna Kayısıbirlik, Trakyabirlik, Marmarabirlik, TARİŞ, Çukobirlik gibi. 17 tane birlik vardı. Devlet adına alımlar yaptılar. Ama bir takım yönetimdeki uygunsuzluklar, bu kooperatif birliklerinin başarısız olduğu imajını ortaya çıkardı. 2000 yılında kanun çıkarttık, kanundan sonra bu birliklerimiz belirli bir disiplin altına geldiler. Ondan sonra baktık ki bu birliklerden bazıları gerçekten de başarılı olmaya başladı. Hata sistemde değilmiş, hata insandaymış" şeklinde konuştu.

Seymenoğlu'nun konuşmasının ardından Gümrük ve Ticaret Uzmanı Işıl Uçan 'Neden Kooperatif' konulu bir sunum yaptı.

RESİM GALERİSİ